Hoş bir figür, büyük ve koyu renkte gözler, taze ve doğal bir yüz. Bir üniversite öğrencisi gibi duruyor. 23 yaşında diğer genç bayanlar gibi dursa da, saygı duyulması gereken bir özgeçmişe sahip. İtalya’nın en prestijli moda tasarım okulundan mezun olmuş, iş ve girişim konferanslarında konuşmalar yapmış, gazetelerde makaleler yazan ve kendi dergisinin editörlüğünü yapan genç bir figür. 

 Çağnur “Key-C” Karuserci bir kaç yıl içerisinde tasarımcı olarak hızlı şekilde yol aldı. Türkiye’de, İtalya’da, Avrupa ve deniz aşırı bir çok ülkede çok sayıda gelin Çağnur “Key-C” Karuserci tarafından tasarlanmış özel gelinlikleri gururla giydiler. Çok sayıda butik Çağnur “Key-C” Karuserci tarafından tasarlanmış gelinlikleri, yürüyen insanların dikkatini butiklerine çekebilmek için vitrinlerinde gururla sundular. Çağnur “Key-C” Karuserci ile bu röportajı yapmak için burdayım. Beni kendi ofisinde DreamON Gelinlik’in merkez ofisinde karşıladı. 

Ufak ofisinde; kalemler, dergiler, çizimleri, renk kartelaları, skeçleri, kumaş parçaları, kataloglar, çizim kalemleri ve ne olduğu pek anlaşılamayan objelerin bulunduğu masasının arkasında saklamış gibi duran Çağnur. Arkadaki kitaplıkta Çağnur’un babasının avukatlık diplomasının yanında, dolu sertifika duruyor. Onlarca plaket, kardeşleri Onur ve Özgür’ün (ikiside DreamON Bridals yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı) sporlarla ilgili kupa ve ödülleri ve üniversite dereceleri… Sayılamayacak kadar çok sertifika, plaket ve ödüllerin en büyük çoğunluğu Serpil Karuserci’ye ait; Çağnur’un annesi ve akıl hocası. Bu düzensiz duran ödüller aslında bu birbirine çok yakın ailenin verimlilik ve profesyonelliklerinin sembolü. 

Benim gözlerimdeki şaşkınlığı yakalarken iç geçirerek “düzenleyecek vakit yok!” diyor. İçten konuştuğuna eminim. 

 

İsmim Çağnur, ancak Türkçe konuşmayanlar için söylemesi zor olan bir isim. Yurtdışındaki yabancı arkadaşlarım söyleyemedikleri için bana “Key-C” derlerdi. Sizde böyle söyleyebilirsiniz. 

 

Tam onlarda değil aslında. Çocukluğumdan beri Annemle beraber yurtdışındaki moda fuarlarını ziyaret ederdik. Dubai, Paris, Milano, Kahire, Essen, Londra, Şam, Düseldorf ve sayamadığım bir çok farklı yer. 

 

Bence bir yıldız değilim ve olmayacağımda. Bu daha çok aktrislere veya şarkıcılara uyan bir betimleme. Kendimi, iyi tarzdan anlayan çoğu insanı iş olarak memnun eden bir profesyonel olarak görüyorum. 

 

İtalyan Marangoni Moda Okulu aslında yalnızca uzun bir yolun sonuca ulaştığı yer aslında. 

 

Aslında ben süt ve gelinlikle büyüdüm diyebilirim. Biraz geçmişe dönersek 1974’te babamla annem ufak yatırımlarını ortaya koyarak Gaziantep’te ufak bir atölye ve mağazayla gelinlik işine girmişler. Bu ufak mağaza hala aynı yerde duruyor ancak satılan ürünler farklı. Serpil Hanım, (annem) moda konusunda kendine özgü ve çok özel sezgilere sahiptir. Ellerinde sihir var diyebilirim. Yaptığı gelinlikler inanılmaz başarılıydı ve Gaziantep’in üst kesimi düğünlerinde onun gelinliklerini tercih ederdi. Hala da öyle. 

 

Kesinlikle. Herhalde hayatta ne kadar sıkı çalıştığın kadar, nasıl bir ailede doğduğunda önemli. Aile insanın çocukluğundan itibaren kişiliğini biçimlendiren aynı zamanda insanın kariyerine de etki eden bir yapı. Liseyi bitirdiğim zaman Annemin ayak izlerinden gidebileceğimi anlamıştım. Onun ulaştığı hedefleri ve başardıklarını yakalayabilmenin zorluklarla dolu olsada başarabileceğimden emindim. Çocukken annem hep şöyle derdi: “Neyi seçersen seç hep en iyisi olman gerekir”. İtalyan Marangoni Yüksek Moda Okuluna gitme kararını alma nedenimde buydu. 

 

Annem küçük ve butik bir mağazayı büyük bir endüstriye çevirme gücü ve kapasitesine sahipti. Bu başarısı daha bir kaç ay önce çok prestijli bir ödülle taçlandırıldı. Annem (Serpil Karuserci) 2011 Yılı Türkiye Kadın Girişimcisi ödülüne layık görüldü. Bu aslında gelinlik alanında otuz yedi yıldır oluşturulmuş mükemmelliğin takdir edilmesidir. 

 

Babam ve abilerim gibi bende gurur duyuyorum. Gaziantep’te yeni merkez binamız ve dağıtım merkezimiz açılıyor. Türkiye’nin en büyüğü olmuş durumda (yedi kat ve 3000 metrekarelik bir bina). Annemin gerçeğe dönüştürdüğü başka bir rüyası. 

 

İlk yılları Londra’da sonra İtalya’da devam eden yoğun çalışma ile geçti, ama aynı zamanda heyecan verici profesyonel bir tecrübeydi. En iyisi olmak için bana düşen çok çalışmaktı. Eğer en iyisi olmak istiyorsan, diğerlerinden daha fazlasını yapmak zorundasın. Bende bunu yaptım. Daha sonra da DreamON için dizaynlar yapıyorum; en son moda hatlarını içeren özel dikim karakterini, ruhunu aynı konsepte biraraya getirmek, oluştururken (yaratırken) korumak için sıkı bir şekilde çalışıyorum. 

 

Aynen. Şu an iki yeni koleksiyon oluşturmaya konsantre olmuş durumdayım. “DreamON Premium” ve “DreamON Selection” İzmir’de IF Gelinlik Modası Fuarı’nda (İzmir Şubat 2013) ve yeni açılan İstanbul, Ankara ve Gaziantep Showroom’larımızda aynı şekilde sunulacak. 

 

Garip değil. Ailemle yaptığımız toplantılarda, kendi ürünlerimizin tanıtımı için bir reklam bütçesi oluştururuz. Bence bu fikirlerimizin, yeniliklerin ve neden olmasın rüyalarımızın anlatılamadığı, yalnızca gelinliklerimizin bazılarının resimlerini göstermek için büyük bir yatırım. Böylece bunları anlatabilmek için bir araca ihtiyacımız olduğu sonucu ortaya çıktı. Cevap karşımızda duruyordu: kendi dergimiz. Ve burdayız. 

“Dream” (hayal) kelimesi bu görüşmemizde en çok tekrarlanan kelime oldu, marka adınız da dahil olmak üzere: DreamON. Herkesin bir hayali vardır.